Sevgili oğlum, daha sen bu dünyaya gelmeden senin için hayatta edindiğim tecrübeleri kendi penceremden kısa kısa notlar düşerek anlatmak, sana klavuz olmak istemiştim. Fakat sanırım bunları sen okuyamayacaksın.
Annene kandım, aldandım. Ona güvenip her şeyimi tüm şeffaflığı ile paylaştım. Onunla özel bir ilişkimiz olduğunu sandım. Birbirimize verdiğimiz sözleri tutuyoruz zannettim. Senin için annenle sırt sırta verip dünyayı daha yaşanılabilir hale getirebileceğimizi düşünüyordum.
Fakat bunların hiç biri gerçek değilmiş. Eğer bu dünyaya gelseydin sana verebileceğim en büyük tavsiye kendinden başka hiç kimseye güvenmemen olurdu. Çünkü kimse kimsenin umrunda değil. Herkes ne yapıyorsa kendisi için yapıyor. Bir başkası için yapıyormuş gibi görünse bile yine ya vicdanını rahatlatıyor yada hatalarının verdiği yükü hafifletmek için yapıyor. Birilerini kurtaracağım derken de diğerlerini harcıyor.
Buralar aç gözlü, sapkın ve vicdansız insanlarla doldu oğlum. Haysiyetsiz, beyin yıkayıcı, dolandırıcı, kolay para peşinde koşan, köle gibi bedava insan çalıştırıp çalışanların haklarının ödemeyen, fiziksel veya mental şiddeti kendinde hak gören, hakaret eden, yozlaşmış, evli bile olsa başkalarının eşinde gözü olan, para hırsı bürümüş, aile değerlerini hiçe sayan insanların amaçsızca yaşadığı boktan bir dünya oldu burası.
En yakınım dediğin insanların seni sırtından bıçakladığı, birlik olmaya çok uzak, yarını düşünmeden hareket eden kayıp bir nesil hakim dünyaya. Zaten böyle devam edersek de neslimiz tükenecek. Üremek için de elverişli bir ortam yok.
Neyseki arada saflığı bozulmamış küresel hedefler için mücadele eden insanların olduğunu görmek umut veriyor fakat onların da işleri gerçekten çok zor. Birileri şuursuzca ve hızla bozmaya devam ederken birileri de onarmaya, iyileştirmeye çalışıyor. Zaman daralıyor, dünya elden gidiyor, kimsenin umrunda bile değil. Dünyadaki herkes tek bir ağaç dikse dünya değişir ama kimsenin yaralı parmağa işemiyor. Gerçekten çözüm üretmeye çalışan, en azından mücadele eden kişi sayısı çok az, destekçilerin bir çoğu da gösteriş derdinde, maalesef büyük bir kısmının ise dünya ahiret umrunda değil.
Ben Annene aldandım oğlum, onun bir kardelen çiçeği olabileceğini sandım. En yakınım dediğim arkadaşlarından “bunu bana asla yapmaz” dediğin insanlara bile tam olarak güvenme oğlum, çünkü yapabilir. Babam ve annen için bile “böyle biri değillerdi bu nasıl oldu?” deme oğlum, oluyor. Kendine olan güvenini koruyabilmek için de hem kendini hem de çevrende olanları hep sorgula. Öz güvenini geliştirebilirsen başkalarının güvensizlikleri seni yıkamaz.
Sözün senet olduğu medeniyet seviyesi yüksek bir toplundan, imzanın yalan olduğu materyalist bir topluma dönüştük. Tarihimizi, kültürümüzü, köklerimizi, duygularımızı ve en önemlisi inancımızı kaybettik.
Bu dünyada canlı canlı kavruluyoruz, haberimiz yok. Havamız kirleniyor, suyumuz kirleniyor, toprağımız ölüyor, ürettiklerimizle ve yediklerimizle kendi kendimizi zehirliyoruz. Kimyasal saldırı altındayız. Kimyasal ilaçlar kullanmadan hayatta kalamıyoruz. Sözde ömrümüzü uzatırken yaşarken ölüyoruz. Muhteşem teknolojiler geliştirip saçma sapan işler için kullanıyoruz. Affedildikçe kendimizde daha beterini yapma hakkı buluyoruz. Her şeyi bok ettikten sonra da kaçacak delik arıyoruz.
Anneni gerçekten sevdim oğlum. Önce arkadaşça sevdim, içini sevdim iletişimini sevdim. Sonra arkadaştan da öte sevdim, kendimi verdim. O da beni sevdi biliyorum. Sevmek yetmedi, saygı bitti. İşlerimize odaklandık, aile olmayı beceremedik, başkalarından hoşlandık, bağrıştık birbirimizi hırpaladık, adeta bu ilişkiyi bitirmek için savaş verdik ve en sonunda aldatılarak her şeyi yıkıp attık.
Tüm bu yaşananlar ilk başta ilgimi çekmek için sandım, kıskandım fakat en sonunda defalarca aldandığımı fark edince tiksindim. Fütursuzca içilen alkol ve sigaraya olan bağımlılığın bir insanı ve bir ilişkiyi bu kadar rencide edici bir hale nasıl getirebileceğini tahmin edemezsin. Alkol ve sigaradan tamamen uzan durulması gerektiğini anladım. Şuurunu kaybedecek kadar içmek, sigara bağımlılığına dur diyememek kadar aciz bir durum yok. Umarım bundan sonrası için annen de bende yeni hayatlarımızda iyice silkelenip doğanın iyileştirici gücüyle rehabilite olabiliriz.
İyiki doğmadın oğlum, biz senin annen ve baban olamadık, seni bu dünyaya getiremedik. Bundan sonra hayat bize ne getirecek yaşayıp göreceğiz.
Bizi merak etme,
Baban