Sevgili Oğlum,
Ben henüz orta yaşlardayım, sense daha ortada yoksun bile. Yaşadığım süre boyunca soruyorum, sorguluyorum ve bazı konularda zihnim berraklaşıyor ve hayatın muhteşem düzeni ve bir dengesi ile ilgili farkındalığım giderek artıyor. Bu öyle bir denge ki sistem aslında herkes için tamamen adil ve eşit bir şekilde işliyor.
Biz insanların yasalarla, kurallarla, vicdani duygular veya herkesin kendine değer biçtiği çalışma saatleri karşılığı aldığımız para ile şekillendirdiğimiz yaşam standartlarındaki eşitlik durumundan çok daha kapsayıcı bir ve adalet mekanizması düşün.
Merak ettikçe, keşfettiğin keşfettikçe daha çok merak ettiğin bir oluşumun içerisindesin. Aklına bir sürü soru geliyor ve tüm soruların cevabına ulaşmak mümkün. Bunu şimdikinden çok daha gelişmiş bir Google’da araştırma yapıyormuş gibi düşünebilirsin. erişebileceğin bilgiler sınırsız ve oturup tek tek hepsini okuma şansın olmayacak. Nerden ne çıkacağı belli olmaz deyip her şeyi okumak da isteyebilirsin bunda yanlış bir yok elbet. Eğer ne aradığını biliyorsan soruları doğru sorduğun zaman cevaplara ulaşmak daha çabuk ve kolay olacaktır. Aklımızda milyarlarda düşünce, fikir, düş, plan, anı geçiyor. Hepimiz kendimizi ve çevremizde olan biteni keşfediyoruz ve keşfimizi kolaylaştırmanın yöntemlerinden biri soruları doğru sormak.
Hepimizin belli bir günlük enerjisi var ve önemli olan bu enerjiyi verimli şekilde kullanabilmek. Hayat karşına her zaman geçmişi, geleceği ve şimdiyi sunacak. Geçmişte yaşanan yanlışları veya olumsuzlukarı hata olara görme onları tecrübe olarak al ve devam et, gelecek ile ilgili de her zaman hayaller kur ama o hayalde takılıp kalma hedeflerine ulaşmak her zaman zaman alacak. Andayken küçük adımlar, minik cümlerler kurar kende enerjini olmasını istemediğin şeylere harcamak çok faydalı olmayabilir. Yani mümkün olduğunca olmasını istediğin şeylere yoğunlaş. Onları düşün, onlar hakkında konuş, onalar hakkında yaz.
Hayata kimin çocuğu olarak gelirsek gelelim, yaşam şartlarımız, o anki koşullar her ne olursa olsun, bir hapiste veya komada bile olsan düşlemene kimse engel olamaz. Ve sen düşlediğin anda bulunduğun koşullarının hiç bir önemi olmayacak. Durum ve koşullar her zaman değişecek ve ya hayat seni oradan oraya savuracak yada sen hayatının kontrolünü eline alıp dümeni kırmayı, rüzgarı arkana almayı bileceksin.
Kurduğun her hayal gerçektir diye bir durum söz konusu değil, ve iyi ki de değil. Düşünsene birine bir anlık kızdığında bazen sinirden, öfkeden neler aklından geçiyor. Bir iki saat sonra sakinleyip tekrar baktığında aslında olayı ne kadar abarttığını anlıyorsun. Aynı şekilde seni aşırı derecede heyecanlandıran bir şey için de bir anda çok uçuk hayaller kurabilirsin ancak bir iki saat sonra tekrar düşündüğünde aslında çok da heycan verici gelmeyebilir. İşte evrensel eşitlik ve oluş sisteminde düşlerinden emin olman için aslında sana bir güvence sağlayan bekleme süreci veya bir sigorta mekanizması bulunuyor. O yüzden çocukça ve sınırsız hayaller kurmaktan asla vaz geçme ancak kurduğun düşlerin gerçekleşmesi için bir zamana ihtiyacın olduğunu da unutmadan sabırlı ol. İçinde bu hayalini gerçekleştirecek inanç bağı varsa hiç kimsenin buna engel olamayacağını her zaman hatırla.