Neyleyim doğan günü… bak bugün ne kadar üzgünüm. Kalbim paramparça olmuş adeta. Ne uğruda peki? Neden hayallerimi hayata geçirebilmek için kendimi başkalarına muhtaç duruma getirdim?
İçimdeki ses, dışımdaki yansıma, sonsuz boşluğun içindeki bu hiçlik içinde neden bu çabalama. Neyin mücadelesini veriyor bu beden, ne için, kim için uğraşıp duruyor. Belki de bırakıp gitmek en iyisidir. Belki de beyaz bayrağı çekip terki diyar zamanı gelmiştir. Gitmeden önce ne yapmak isterdim.
Başladığım noktaya geri dönmek için toprağa geri dönmek için verdiğim onca söz, onca umut ışığını bir kenara bırakıp gidebilir miyim? Hiç sanmıyorum. Peki bu sözleri yerine getirince ne olacak? Herkese veda ettiğinde çok iyi insandı mı diyecekler? Varsın desinler veya demesinler ne değişecek?
Sevgi yoksa ne anladık biz bu hayattan, sevdiğin yoksa veya varsa bile yanında değilse zaten yalnız geldik yalnız gideceğiz, hayatı da yalnız yaşayacaksak neyleyim ben şimdi.
Tek istediğim sevdiğim eşim ve dostlarım ile uzaklarda sohbet etmek, okyanuslara açılıp, yıldızları seyretmek, görünenin ötesine bir yoldaşımla gidebilmekti. Yoldaş artık yok, yoldan çıktı ve başkalarının yoluna gitti. Keşke kendi yoluna gidebilseydi bari. Ben yoldan çıktım ve özümü tekrar bulmaya çabalar dururum. Hayallerim var herkes gibi, hayallerim var herkesi kapsayan, hayallerim var gerçek olmuş. Olmuş olmasına ama herkesi kapsayamamış. Kimileri kıskanmış, kimileri kızmış, kimileri yıpratma peşinde.
Ne olursa olsun değişen bu dünyada oyunun kurallarını değiştiren faydalı bir etki için sonuna kadar mücadele edeceğim. Hayallerimden asla vaz geçmeyeceğim.